Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) verilerine göre, hava sıcaklığı cuma gününden itibaren batı kesimlerinden başlayıp artacak ve mevsim normallerinin üzerine çıkacak. MGM’nin ‘Orta ve Uzun Vadeli Tahminler’ bölümünde yer alan değerlendirmede, “Genellikle mevsim normallerinde seyreden hava sıcaklığının cuma gününden itibaren batı kesimlerinden başlayarak artacağı ve ülkemiz genelinde mevsim normalleri üzerine çıkacağı tahmin ediliyor” denildi.
MGM’nin mart ayı değerlendirmesine göre ise; hava sıcaklığının İç Anadolu’nun doğusu, Doğu Akdeniz’in iç kesimleri ve Doğu Anadolu’nun batı kesimleri ile Orta Karadeniz’in iç kesimlerinde mevsim normallerinin 2 ile 3 derece üzerinde, diğer yerlerde ise mevsim normallerinin 1 ile 2 derece üzerinde seyretmesi bekleniyor. Yağışın Doğu Karadeniz kıyılarında mevsim normalleri üzerinde, diğer yerlerde ise mevsim normalleri civarında gerçekleşmesi bekleniyor. Nisan tahmininde hava sıcaklığının yurt genelinde mevsim normallerinin 1 ile 2 derece üzerinde seyretmesi, yağışın Doğu Karadeniz kıyılarında mevsim normallerinin üzerinde, diğer yerlerde mevsim normalleri civarında gerçekleşmesi öngörüldü. Mayıs tahmininde ise hava sıcaklığının Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da mevsim normallerinin 0,5 ile 1 derece üzerinde, diğer yerlerde mevsim normalleri civarında seyretmesi beklenirken, yağışın Marmara’nın kuzeydoğu kesimleri ile Karadeniz kıyılarında mevsim normalleri üzerinde, diğer yerlerde mevsim normalleri civarında gerçekleşmesi öngörüldü.
‘YAĞIŞ AZLIĞI HER BÖLGE İÇİN GEÇERLİ DEĞİL’
DHA’nın haberine göre Meteoroloji Mühendisleri Odası Genel Sekreteri Emel Ünal, kuraklığın 3 tipi olduğunu ve aylık yağışlardan bahsedildiğinde bunun meteorolojik kuraklık olarak değerlendirilemeyeceğini söyleyerek, “MGM raporlarına göre Aralık 2023, normalinden yüzde 10 daha az, Ocak 2024 ise normalinden yüzde 25 daha fazla yağış aldı. Şubat ayını değerlendirirsek, yaşadığımız yağış azlığı her bölge için geçerli değildir. Yağışın hangi bölgede ne sürede ne kadar düştüğü daha büyük önem arz etmektedir. Öyle ki Antalya ve Şanlıurfa sel örnekleri aşikardır. Kış aylarındaki meteorolojik kuraklıkla, yaz aylarındaki yağış miktarı arasında doğrudan bir ilişki her zaman olmayabilir. Zira yaz mevsiminin yağış dinamikleri kış aylarından farklı olarak daha yerel oluşuma izin vermektedir” dedi.
Meteorolojik olarak hiçbir senenin birbiriyle aynı olmadığını vurgulayan Ünal, “Bilimsel açıdan bakarsak gözlem ve ölçüm yaptığımız kayıtlar üzerinden bir değerlendirme yapıyoruz. Atmosferde sınır olmadığından ve küresel etkileşim çok fazla olduğundan dünyanın diğer tarafındaki bir sistem değişimi bizi etkileyebilmektedir. Buna göre El Nino dediğimiz Pasifik Okyanusu’ndaki olay, hala devam etmekte ve bölgemizi etkileyen sistemlerin üzerinde baskı yaratmaktadır. Bu durum sıcak ve az yağışlı bir sonuca varmaktadır. Öyle ki ocak ayı son yılların en sıcak ocak ayı oldu. Bu demektir ki; var olan yağışlar kar olarak değil de daha çok yağmur olarak görüldü. Bu durum havzaların su tutmasını zorlaştırdığından hidrolojik kuraklığı destekleyecek bir haldir” diye konuştu.
‘ASIL KRİZİ İKLİM DEĞİL, İNSANOĞLU YAŞIYOR’
Yaşanılan meteorolojik olayların iklim değişikliğiyle bağına da değinen Ünal, “İklim, dünya var olduğundan beri kendi doğal sürecinde ve kendi hızında değişiyor. İnsan kaynaklı iklim değişikliği ise son yılların sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Aradaki fark, son 250-300 yılda gözlemleyebildiğimiz bölgelerin ve kayıt sürelerinin artışıyla davranışlarımız ve kararlarımızla nasıl etkiler yarattığımızı ve sonucunda iklimin bize ne tepki verdiğini gözlemlememizle ortaya çıkıyor. Asıl sorun, biz etkilediğimiz ve tepki aldığımız kadar kısa sürede bu etkileşime ayak uyduramıyoruz. Yani asıl krizi, buhranı, insanoğlu olarak biz yaşıyoruz. Çalışmalar gösteriyor ki küresel olarak ortalama sıcaklık artışı devam ediyor ve önümüzdeki yıllarda da devam edecek. Ancak her yıl için aynı durum söz konusu değil, zira iklim çalışmaları uzun dönemde ortalamalar üzerinden yapılırken, hava sıcaklığı bir meteorolojik parametre olarak her yıl değişebilir. Bu nedenle meteorolojik olarak uzun dönem normalleri ile karşılaştırılarak yorum yapılır” değerlendirmesinde bulundu.
(HABER MERKEZİ)