Elden Ring Oynarken Sinir Krizi Geçirmenizi Sağlayacak En Zor 10 Boss Savaşı

Stormveil Kalesinde bulunan Godrick, onlarca uzvu ve keskin baltaları ile zorlu Boss savaşlarından bir tanesi. İki fazı bulunan Godrick, bu iki fazda da oldukça agresif. Canını yarıya indirdikten sonra çıldırıp koluna bir ejderha takan Godrick, size doğru yolladığı alevleri ile terli saatler geçirmenize sebep olabilir.

Commander Niall, Castle Sol çevresinde bulunuyor. Bu boss savaşında Niall’in yanı sıra, spawn ettiği düşmanlarla da savaşıyoruz. İşin zorluk kısmı da tam olarak burada başlıyor. Üzerimize yolladığı iki şövalyenin yanında kendisiyle de savaşmamız gerekiyor. Niall’ın hareket şeması da bir hayli agresif. Birkaç vuruşla can barınızı dibe indirebilir. Bunun yanında can havuzu da bir hayli yüksek bir düşman.

Savaşmak ah ne hoştur yıldızların altında diye başlayıp, aslında o kadar da güzel değilmiş diye bitirme potansiyeline sahip bir savaş. Yeraltı dünyasının en tepesinde yaptığımız bu savaş, oldukça etkileyici bir atmosfere sahip. Tabii devreye zorluk girince biraz tat kaçabiliyor. Acımasız Kan Lordu, kendi saldırılarının yanı sıra verdiği kanama hasarı ile anlam veremediğiniz bir şekilde ölmenize sebep olabilir.

Bu kadar devasa bir oyun yapıp, bir o kadar da devasa bir ejderha koymasalar olmaz tabii. Dragonlord Placidusax, adından da anlaşılacağı üzere bir Ejder Lordu. Bu unvanın da hakkını fazlasıyla veriyor. Şimşekler, alevler, keskin pençeler ile oldukça zorlayıcı ve bir o kadar da epik bir savaş.

Oyunun son Boss savaşlarından birisi olan Ragadon, agresifliği ve hızlı hareket kabiliyeti ile sizleri bir hayli zorlayacak. Ağır saldırılarından kaçmayı başaramazsanız can barınız bir anda diplere inebilir. Terletici bir düşman olmasının yanı sıra hikâyenin de en önemli noktalarından birisi konumunda.

Radahn, görsel olarak en iyi görünen boss savaşlarından birisi. Tabii Radahn’a karşı tek başına savaşırken şansınız bir hayli düşük. Bunun en büyük sebebi ise Radahn’ın hareketlerinin kestirilememesi ve neredeyse tüm can barınızı bir anda götürebilmesi. Bu savaşı kolaylaştıran şey ise savaş alanında bulunan dost NPC’leri çağırmak olacaktır. Benim NPC ile işim olmaz tek başıma savaşırım diyen dostlarıma şimdiden kolaylıklar diliyorum.

Oyunun sonlarına doğru karşımıza çıkan bu ikili, uzak ve yakın saldırılar ile sizleri fazlasıyla strese sokacak. Bu iki Boss’dan birisi üzerinize fırlamaya yer ararken diğeri de uzaktan büyüler yollayarak tam anlamıyla sinir krizi geçirmeniz için tasarlanmış. Üstelik birini öldürmeyi başarırsanız, diğer Boss bir süre sonra ölen dostunu tekrar spawnlıyor.

Güzel bir sinematikle girdiğimiz savaş, Godfrey’in tahmin edilebilir ama oturaklı saldırıları ile başlıyor. Canını yarıya indirdikten sonra ise ikinci faza geçiyoruz. Bu faz gerek hızlı hareketleri gerek fazla hasar vurması ile sinir katsayılarınızı biraz yükseltecektir. Godfrey o kadar seri saldırıyor ki neredeyse geri saldırı yapmak için fırsat bulamıyorsunuz. Bunun yanında yüksek seviyedeki can havuzu da bu savaşın stresini oldukça artırıyor.

Maliketh, bizleri geniş bir alanda karşılıyor. İki fazı bulunan bu Boss, ilk fazda bizleri çok zorlamıyor. Yavaş ve tahmin edilebilir saldırılarda bulunuyor. Tabii olay ilk fazını kestikten sonra başlıyor. Harika bir sinematik ile ikinci faza geçtikten sonra sinirlerinizi hoplatacak cinsten bir savaş sizleri bekliyor. Maliketh, bu fazında oldukça hızlı hareket ediyor ve her saldırısı can barınızı diplere indirecek seviyede. Bunun yanında can havuzu da bir hayli yüksek.

Geldik oyunun en zorlu boss savaşına. Hatta Souls oyunları içeresindeki en zorlu savaş bu olabilir. Malenia hızlı ve öldürücü saldırılarının yanı sıra Scarlet Rot adı verilen bir hastalık hasarı vuruyor. Scarlet Rot, size bulaştığı anda canınızı hızla azaltmaya başlıyor. Malenia’nın saldırıları da bu hastalık hasarı ile birleşince sizi fazlasıyla terletecek ve çileden çıkartacak bir savaş bekliyor.