Welcome to Our Website

Merkez Bankası politika faizini 5 aydır değiştirmiyor! Son çeyrekte indirim kapısı aralandı

Birol BOZKURT

Fatih Karahan başkanlı­ğında toplanan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizini yüzde 50’de sabit bıraktı. Kurul böylece 5’inci kez faizde deği­şikliğe gitmemiş oldu. Temmuz ayında aylık enflasyonun ana eğiliminin önceki aya kıyasla sınırlı bir şekilde yükselirken, ikinci çeyrek ortalamasının al­tında kaldığı belirtilen duyu­ruda, “Üçüncü çeyreğe ilişkin göstergeler yurt içi talebin ya­vaşlamaya devam ederek enf­lasyonist etkisinin azaldığına işaret etmektedir. Mal enflas­yonu düşerken hizmet enflas­yonundaki iyileşmenin gecik­meli olacağı değerlendirilmek­tedir” ifadelerine yer verildi.

Enflasyon raporu sunu­munda dezenflasyonist süre­ce atıfta bulunulmuştu. Karar metninde de enflasyon beklen­tilerinin ve iç talepteki daral­ma etkilerinin dezenflasyonist sürecin önemi arttırdığı vur­gulandı. Karar sonrasında ha­fif artıda olan Borsa İstanbul 100 Endeksinin, düşüşe geçti­ği görüldü. Merkez Bankası’nın üçüncü çeyrekteki enflasyonist etkinin azaldığına dair mesajı eylül sonrasında faizde gevşe­me başlar mı sorusunu günde­me getirdi. Duyuruda, hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklenti­leri ve jeopolitik gelişmelerin enflasyonist riskleri canlı tut­tuğu kaydedilerek, Kurulun enflasyon beklentileri ve fiyat­lama davranışlarının öngörüler ile uyumunun dezenflasyon sü­reci açısından göreli öneminin arttığını vurguladığı belirtildi.

“Sterilizasyon araçları etkin şekilde kullanılacak”

Para politikasındaki kararlı duruşun yurt içi talepte denge­lenme, Türk lirasında reel de­ğerlenme ve enflasyon beklen­tilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşüreceği ve dezenflasyon sü­recini güçlendireceği aktarılan duyuruda, Kurulun parasal sı­kılaştırmanın gecikmeli etkile­rini de göz önünde bulundura­rak politika faizinin sabit tutul­masına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı du­ruşunu yinelediği bildirildi.

Duyuruda, aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflas­yon beklentilerinin öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duru­şunun sürdürüleceği belirti­lerek, şunlar kaydedildi: “Enf­lasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi duru­munda ise para politikası duru­şu sıkılaştırılacaktır. Kredi ve mevduat piyasalarında öngörü­lenin dışında gelişmeler olma­sı durumunda parasal aktarım mekanizması ilave makroihti­yati adımlarla desteklenecek­tir. Likidite koşulları muhtemel gelişmeler göz önünde bulun­durularak yakından izlenmek­tedir. Sterilizasyon araçları et­kin şekilde kullanılmaya devam edilecektir.”

Şimşek: Yapısal adımlarla risk primimizi daha da iyileştireceğiz

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek resmi sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada yapısal adımlar atılarak risk priminin daha fazla düşeceğini vurguladı. Şimşek X üzerinden yaptığı açıklamada “10 yıl vadeli ABD Doları gösterge tahvilimizin getirisi 2021 yılı Kasım ayından sonra ilk defa yüzde 7’nin altına indi.

Kararlılıkla uyguladığımız programımızla makro finansal istikrarı güçlendirerek risk primini düşürdük. Böylece dış borçlanma maliyetlerimiz önemli ölçüde geriledi. Maliyetlerimizdeki bu iyileşme özel sektörün dış finansmanını da olumlu etkiliyor. Önümüzdeki dönemde yapısal adımlarla kazanımlarımızı kalıcı hale getirerek risk primimizi daha da iyileştireceğiz” ifadelerini kullandı.

İktisatçı Prof. Dr. Sinan Alçın: Ekim ve kasım gibi indirim başlayabilir

Metnin içeriğine baktı­ğımızda geçen ayla ol­dukça benzer özellikler gösteriyor. Yıllık bazda baz etkisiyle geri çekil­me olmakla birlikte enf­lasyonda aylık eğilimin güçlü seyrettiği vurgu­su bir önceki metinde olduğu gibi bu metinde de bulunu­yor. Merkez Bankası kuvvetle muhtemel ekim veya kasım ayına kadar politika faizinde bir değişiklik yapmama ko­nusunda kararlı gözüküyor. Ekim veya Kasım’dan itibaren yılsonuna kadar yaklaşık 500 baz puanlık, bir politika faizin­de indirim görebiliriz.

Çünkü özellikle finansal istikrarda or­taya çıkan son süreçte­ki şüpheler öte yandan yine döviz likiditesine dönük olarak son gün­lerde kamu bankala­rı aracılığıyla yapılan satışların da bir şekilde Merkez Bankası’nın güçlü elini oluşturan son bir yılda döviz rezervleri konu­sunda da bir endişenin ortada olduğunu gösteriyor. Merkez Bankası’nın, mevcut durum­da reel sektördeki yavaşlama eğiliminin sonbaharla birlikte güçlenmesi durumunda da politika faizinde ekim veya kasımdan itibaren indirim pa­tikasına girebileceğini değer­lendirebiliriz.

İntegral Yatırım Menkul Değerler Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya: TCMB İleriye dönük koşullu iyimserlik mesajı verdi

Merkez Bankası Tem­muz ayında aylık enflas­yon rakamında bozulma olmasına karşın bunu genel ana eğilimde bo­zulma şeklinde okuma­dı ve öngördüğü aşağı yönlü enflasyon patikası beklentisini sürdürüyor di­yebiliriz. İkinci paragrafta da önemli mesajlar var. Sıkılaşma yönündeki cümlelerini koru­du. Bununla birlikte gerektiği takdirde ek sıkılaşma mesajı­nı da korudu.

Parasal aktarım mekanizmasının çalışmasıyla birlikte iç talep, tüketim, har­camaların kısılması dengelen­meyi, reel kur değer­lenmesi ile kur riskini hafifletmeyi ve ileriye yönelik enflasyon bek­lenti yönetiminin sağ­lanması ile dezenflas­yonist baskıların süre­ceği belirtilmiş. Özetle, karar metninde sözel yönlen­dirme şahin yapısını korumak­la birlikte ileriye koşullu iyim­serlik sağlamış görünüyor. Şayet enflasyonun ana eğili­minde beklentilere uyumlu bir eğilim gelmesi halinde sö­zel yönlendirmenin kontrollü ve kademeli bir şekilde gevşe­mesi beklenebilir.

Bahçeşehir Üniversitesi Finansal Araştırmalar Merkezi Direktörü Prof. Dr. İbrahim Ünalmış: TCMB eylül ayı enflasyonuna odaklandı

Merkez Bankası bek­lendiği gibi faiz oranını değiştirmedi. Mal enf­lasyonunda iç talepteki düşüşe bağlı gerile­menin süreceği fakat hizmetler sektöründe gerilmenin daha yavaş olduğunu vurguladı. Beklen­tilerin dezenflasyon sürecin­deki öneminin arttığı da yeni metne eklenen cümlelerden bir tanesi. Kurulun enflasyon karşısındaki şahin duruşu devam ettirildi ve para po­litikasında gevşemeye dair hiç bir ip ucu verilmedi.

Bu bağlamda, TCMB Eylül ayın­da faiz indirimi tartış­malarına son verdi ve sıkı para politikasının süreceği algısını pe­kiştirdi. Bundan sonra TCMB Ağustos ve Ey­lül ayı enflasyon veri­lerine odaklanacak­tır. Bu aylarda enflasyonun hedef çerçevesinde gerçek­leşmesi TCMB için sıkı para politikası korunurken faiz indirimi yapma alanı açabilir. Dezenflasyon sürecine katkı verecek yapısal reformların gündeme gelmesi bekleyiş­leri şekillendirme açısından TCMB’ye yardımcı olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir